Polİtİka06:42, 29 Eylül 2012
’’Azerbaycanın aydınları’nın’’ kurşuna dizilmesi ve Heydar Aliyev

İşte burada karşımıza şu soru çıkar: Erdoğan bu hikayeyi ne amaçla
hatırlattı?
Türk basınına dayanarak, Erdoğan’ın bu hikayeyi CHP’lilerin itibarine zarar verme amacıyla anlattığını düşünülebilir. 1945 yılında Turkiyenin Cumhurbaşkanı 1938-1972
yılları arasında Cumhuriyet Halk patistinin lideri olan Mustafa İsmet İnönü
imiş.
Tabii ki bu versiyon’da mantık var, Erdoğan
muhalefetin konumunu zayıflatmak firsatı kaçırmayacaktı.
Ancak bu mesaj sadece CHP’ye karşı değildi.
Aslında, CHP’nin iktidar olduğu yılları sırasında
Türkiye o kadar kanlı cinayeti yaptı ki Erdoğan bunların hakkında
anlatsaydı yüzyıllar da yetmeyecekti.
Erdoğan, Kemalistlerin, Yunan kentlerini yandıkları ve nufüsü da katlediklerini, Dersim kürtelerinin soykırımı , ve bu kürtelerin Türkilerin yoğun yaşadığı bölgelere taşıdıkları
ve Hıristiyanların katlimaları hakkında anlatabiliyordu.
Erdoğan, 1960 yılları başlarinda sadece Ermenilere karşı yürütülen vergi politikasi hakkında anlatabiliyordu ya da Sovyetler ordusundan Türkiyeye kaçan binlerce bulgarın kaderlerini anlatabiliyordu. Yani, Bu partinin tarihindeki kanlı izler Erdoğana birçok şey hakkından anlatmaya izin veriyor. Ancak Erdoğan Azerilere ilişkin hikayesini seçti,
neden?
Erdoğanın anlattığı hikaye Azerbaycanın
yönetimine de yönelik olduğunu görünüyor. Bilindiği gibi Erdoğan ile İlham
Aliyev arasında derin anlaşmazlıklar var, bunu sebebi Azerbaycan-İsrail
dostluğu, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin gerginliği, ve Azerbaycanın
tarafından Kürt isyancılarına verilen mali ve teknik yardımdır. Nitekim, son
günler PKK üyelerinin, Azerbaycan aracıyla elde ettikleri İsrail istihbarat
donatımın kullandıklarını belli oldu. Demek ki öldürülen 146 Azeri adayları hakkında anlatan Erdoğan
Azerbaycanın “ulusal lideri” olan Heydar Aliyevin itibarına darbe vermeyi
amaçlıyor. Azerbaycanda
bunu anladılar. Nitekim popüler
“Zerkalo” gazetesi Erdoğanın anlattığı hikayeye hemen tepki verdi.
Zerkalo konuya ilişkin olarak “ Erdoğan kimin hakkında konuşuyordu?” adlı bir
yazı yayımladı.
Galiba çok acele etmişler, çünkü “Zerkalo” gazetesinin yazısı
çok ilkel oldu. Anılan yazıyı kaleme alanlar “Ne Tükiye ne de Azerbaycan
arşivlerinde Erdoğanın anlattığı hikayenin gerçekliğini kanıtlayan olgular yok”
diye yazmışlar, ve bu şekilde yazarlar kendilerinin bu hikayeden haberdar
olduklarını gösterdiler.
“Zerkalo” gazetesi versiyonuna göre 146 Azeri aydınlar Türkiye sınırını kendi
iradesiyle değil, Sovyet İçişleri Halk
Komiserliği çalışanları tarafından uçağa
zorlu bindirilip geçtiler.
”Zerkalo” gazetesinin versiyonuna göre Türkiye’deAzeri aydınlar, Azerbaycan Komünist Partisinin Merkez komitesi
genel sekreteri Mirdjafara Bagirovanın iradesine rağmen kurşuna dizildi.
Mirdjafara Bagirovanın Stalini bu karardan vazgeçirmeyi çalışıyordu, ama basarılı olamadı. Gazeteye göre Azeri aydınlarını götüren Sovyet İçişleri Komiserliği çalışanları Ermeni general M. Stepanyan yönetiyordu. Aydınlarin kurşuna dizilmesi ise “Smersh (Смерть шпионам- casuslara ölüm” )” bülümünden Ermeni asıllı 29 asker gerçekleştirdi. “ Zerkalo” gazetesinin yazarları versiyonlarını daha inandırıcı yapmak için “Azeri bilim adamlarını taşıdığı uçağın numarasını” ve operasyon “kodunu” dahi yazmışlar (Hatırlatalım ki anılan yazının başlangıcında yazarlar Erdoğanın anlattığı bu hikayenin gerçekliğini kanıtlayan olguların olmadiğını belitmişler). Acelecilik gazeteye başka bir şaka oynadı. Mesele şu, ki Erdoğan Türkiye sınırını "Azerbaycan aydınları" tarafından geçtiği ve onların o zamanki Türk yetkililerin tarafından iade edilmesi hakkında konuştu. Ilginçtir, ki Erdoğan’ın bahsettiği bu konuşma Türkiye Parlamentosu’nda mebus olarak ve Ismet Inönü’nun torunu olan Gülsün Bilgehan ikna etmiş.
Yazdığı gazete makalesinde
dede’nin bu aydınların iade edilmesi icin zorunlu bir durumda olduğunu dedi,
çünkü Stalin’nin bu olayı Türkiye
ile savaş başlatmak için bir bahane olarak kullanma istediğini tespit etmiş.
Böylece, "Azerbaycan aydınları" gerçekten SSCB’e iade edilmiş ve
orada’da hain olarak hemen idam edilmiş. Ve burada yeni bir entrika ortaya
çıkıyor.
“Sabah” gazetesinin yazdığına göre SSCB vatandaşı
olan “azerbaycanlı aydınlar” Aras nehrinin Boraltan köprüsün geçtikten sonra
hemen kurşuna dizilmişlerdir. Gazetenin belirtiğine göre bu kişiler elleri
bağlantılıktan sonra Türklerin gözü önünde kurşuna dizilirler. Boraltan
köprüsünün Nahcivan özerk Bölgesini Türkiye ile bağladığını ve bu olayın 1945
yazının sonu sonbahar başında gerçekleştiğini belirtmek isteriz.
Aynı zamanda
“Zerkalo” gazetesinin bir haberinde kurşuna dizilenlerin gerçekte Azerbaycanlı
Yahudi olduklarının iddia edildiğini de eklemek gerekir. 1945 yılında
Yahudilerin SSCB baskı altında olmamalarına rağmen bazı Yahudilerin kurşuna
dizilmeriyle ilgili olabileceğini de önünde bulundurmaktayız. Nahcivanda
kurşuna dizilen aydınların arasında Yahudi kökenli olanların da bulunmuş olma
ihtimalını olanların da gözden ırak tutmamaktayız. “Gereksiz kosmopolitizme
karşı mücadele’’ SSCB’de 1948 yılında “Doktor davası” ise 1953 yılında
vukubulmuştur.
Bu
olaylara kadar SSCB vatandaşıYahudilere karşı baskı uygulanmamaktaydı ve
SSCB’de Yahudilerin mevzileri o kadar sağlamdı ki 1944 yılında neredeyse
Kırımda bir “Kırım Yahudi Özerk Cumhuriyeti” kurmak üzereydiler. 1945 yılında
Yahudilerin SSCB ’den toplu olarak kaçmasını gerektirecek bir durum yoktu ve
146 yahudi kökenli “azerbaycanlı aydının” Türkiyeden sürülerek Ermeni sınır
muhafızları tarafından kurşuna dizilmesinin, Azerbaycanın Ermeni karşıtı
paranoyasıyla açıklamak mümkündür.
Günümüz
Türk-İsrayil ilişkileri ile Türkiye’deki Yahudi karşıtı ruhalı ortamında
Erdoğan’ın CHP’ye Yahudilerin kurşuna dizilmiş olduğundan bahsetmesi mümkün
gözükmektedir.
Bütün
bu olaylarda Heydar Aliyev’in rölu daha ilginçtir. 1941 yılında dayı’nın
himayesi o altında lan 18 yaşindaki Heydar Aliyev’in Nahcıvan Özerk
Cumhuriyetin’in “NKVD” bir bölümünun ve aynı zamanda da “Nahcıvan halk
komisarlar şurası” başkanı tayin edilmesi ve 1948’a kadar çalıştığını açıktır.
Türklerin hemen gözlerin önünde yürütülen idam hakkında Aliyev’in bilmemesi söz
konusu değil. Neden Aliyev hayatın sonuna kadar sessiz kaldi?. Komünist
partisinden biletini geri çevirmesinden ve Kremlin ile ilişkilerin
bozulmasından sonar da, karşısında bir devrim hazırlaması için Rusya’yı açıkça
suçlamasından sonar da sessiz kaldı. Bütün bu sorunlar daha özel önem
taşımaktadır. Aslında, 1990`lı yılların ikinci yarısında Azerbaycan’nin
arşivinden 1945 yılına dair belgeler de dahil olmak üzere yüzlerce cilt izsiz
kaybolduğu dikkat çekici. Hatırlayım,
ki Haydar Aliyev 1993-2003 yıllarında Azerbaycan cumhurbaşkanı olmuştur.
Levon Melik-Şahnazaryan
Ermenihaber.am
Bölümün son haberlerİ

Ararat Mizoyan'a göre, diplomatik ilişkilerin kurulmasının dışında sınırların açılması ve aramızdaki ulaşım altyapısının yeniden başlatılması da önemlidir.

Ermenihaber.am, bu anlaşmaya ilişkin dünyadan gelen tepkilerini ve Ermenistan yetkililerini açıklamalarını yayınladı.

Fransa Cumhurbaşkanı, Ermenistan-Azerbaycan arasında Barış Anlaşması'nın taslak metni üzerindeki müzakerelerin sonuçlanmasını memnuniyetle karşıladığını belirten bir açıklama yaptı.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Ermenihaber.am'e konuşan İHA muhabiri Mutlu, Ermenistan-Türkiye normalleşme sürecini değerlendirdi.
Paşinyan, anlaşma metninde halktan gizli tutulan hiçbir şeyin olmadığını vurguladı.
Ermenihaber.am, bu anlaşmaya ilişkin dünyadan gelen tepkilerini ve Ermenistan yetkililerini açıklamalarını yayınladı.
Yetkin Report köşe yazarı Ferhat Boratav, Ermenihaber.am'e Ermenistan-Türkiye normalleşme sürecini değerlendirdi.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermeni Soykırımı’nın uluslararası tanınmasının Ermenistan’ın dış politika öncelikleri arasında olmadığını belirtti.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |