ERMENI HABER AJANSI

Ermenihaber.am Türk şair Serkan Engin ile yaptığı röportajı dikkatinize sunuyor.

Еtnik kimliğiniz, Türklüğü hakkında çok sert  sözlerinizden sonra Türkiye’de ve dışında ne türlü engellere ve  tepkiye rastladınız. Bir tepkiye karşı karşıya kalacağınızı hiç bekliyor muydunuz?

Serkan Engin: Öncelikle belirtmek isterim ki Ermeni halkını daha iyi tanımama ve sevmeme yol açtık bu beyanatımdan sonra bana gösterilen uygar tepkileri. Dünyanın dört bir tarafından çok sayıda Ermeninin “Türk Olmanın Dayanılmaz Utancı” başlıklı yazıma karşılığı atalarımın işlediği suçlardan ötürü utanmamam gerektiği yönündeydi, hatta kimileri Ermeni Soykırımı sırasında dedelerini saklayıp koruyan hayatta kalmalarını sağlayan Türklerin de varlığını işaret ediyorlardı. Yani fırsatını bulmuşken Türkleri kötülemek adına hareket etmediler, gayet uygar ve insancıl bir yaklaşım sergilerdiler ve böylelikle hayranlığımı kazandılar. Bir iki istinai örneğin dışında Ermenilerin genel tavrı kesinlikle rasizmden, şiddetten, intikamcı tavırdan uzaktı. Hiç şüphesiz, röportajın başında belirttiğim gibi, nasıl doğuştan gelen aidiyetler seçimle elde edilmemiş ve emeksiz ulaşılmış özellikler olduklarından ötürü övgü unsuru değilse, yergi unsuru da olamaz aynı mantaliteye göre. Yani bilmem kaç kuşak önceki atalarımın işlediği katliamlardan ötürü bireysel olarak suçlanmam olası değildir, ama o katliamları, soykırımları inkâr etmek, komşu halkların topraklarını işgal etmeyi övmek noktasında rasizme bulaşır ve kendimizi soykırımcı atalarımızla aynı kefeye koymuş oluruz. Benim Ermeni soykırımı kurbanlarından özür dileyişim, Ermeni halkı için sembolik de olsa bir jesttir öncelikle. Bir Ermeni bireyin “Keşke babam ölmeden önce bu özür dileyişinizi görebilseydi” deyişi çok can yakıcı bir örnektir buna. Ermeniler hem soykırıma uğramış hem de doksan küsür yıldır yalancı, iftiracı muamelesi görmüştür resmi Türk tezinin savunanlar tarafından. Bir parça empati kurmaya çalışırsak, ne kadar delirtici bir acı olduğunu kolaylıkla algılayabiliriz, hem mağdur taraf olup hem de yalancılık, iftiracılıkla suçlanmak açısından. Bu özür dileme tavrımın asıl önemi, ülkemde sürüp gitmekte olan, çağ dışı, ilkel rasist mantalitenin yıkılmasına ciddi bir katkıda bulunabilmek çabasıdır. Ben, birey ve yazar olarak, İslamcı teröristler tarafından hunharca öldürülen Turan Dursun gibi pek çok cesur yazarın eserlerinin izdüşümüyüm ve aynı şekilde benim de cesaretle gelecek kuşak gençlere kendilerini inşa etmelerine katkıda bulunmak gibi bir görevim ve ustalarıma borcum var.

Ben yazıyı kaleme alırken, işin ucundan ölüm tehlikesi ve hapis cezası dâhil pek çok riskin var olduğunu göz almıştım ve hâlihazırda bu tehlike sürmekte benim için Türkiye’de. Şu ana kadar birkaç isimsiz hakaret mesajı dışında bir rasist Azeri Gazetesi’nde hakkımda çok çirkin ithamlar içeren ağır hakaretlerle dolu bir yazı yazıldı. Kelle koltukta yazan bir adamı engellemekten çok uzak tabi bu tip çirkin saldırılar ve doğru bildiğimi söylemeye devam ediyorum şu an olduğu gibi. 

Türk çağdaş ünlü yazarlardan Orhan Pamuk Ermeni konusunu kaleme aldıktan sonra  Nobel  ödülüne layik görüldü. Ama  sonra Ermeni Soykırımına ilişkin sorulara cevap vermekten kaçınıyor ya reddediyor. Sizce bu şekilde Ermeniler ve Türkiye’deki diğer azınlıkların sorunlarının bazı kişiler tarafından amaçlarına varmak için alet olarak kullanılmıyor mu?

Serkan Engin: Kendi adıma öncelikle şunu belirtmek isterim ki politik ve poetik etik algım gereği, ilkesel olarak her türlü ödüle karşıyım. Bunu da yıllar önce yayımladığım “Ödül Düzleminde Şiir Erkini Yıkmanın Anatomisi” adlı yazımda felsefi olarak temellendirmeye çalışarak açıkça beyan ettim. Akabinde yazdığım “Neler Uğruna Şiir Yazmıyorum” adlı yazımda da açıkça ilerde beni ilerde Nobel Ödülü dâhil herhangi bir ödüle aday göstermelerini şimdiden reddettiğimi belirttim. Benim asıl önemsediğim, alnımın akıyla şu ömrü erdemli bir entelektüel olarak, cesur ve onurlu bir yazar olarak ürettiğim eserlerle geçirip sonlandırmak. Eğer ille de bir “ödül” derdinde olacaksak ömrümü, vicdanım rahat, kendimle barışık şekilde erdemli ve onurlu bir yazar olarak geçirip ölmekten daha öte bir “ödül” olamaz benim için.

Orhan Pamuk’a gelince, samimi olup olmadığını bilemem önceki beyanatlarında, ama erdemli bir entelektüel çıkarının değil vicdanının peşinden giden kişidir, yolun sonunda ölüm dahi olsa.

Bir kaç gün önce Türkiye’de yerel seçimler yapıldı. Bu seçimlerden ne türlü beklentileriniz vardı?  AK Partisinin kazanmasını nasıl değerlendireceksiniz?

Serkan Engin: Ne yazık ki Türkiye’de siyaset, fazlasıyla çirkin ve erdem, onur, şeref, etik gibi kavramlardan fazlasıyla uzak. Yakın veya orta vadede olumlu bir gidişat da öngöremiyorum.

Ermenihaber.am