Toplum09:30, 30 Nİsan 2014
Hayko Bağdat: Soykırımın yaralarını sarmak istiyorsanız icraata son kayıplarımızdan başlayınız

İşte o yazı:
Erdoğan’ın 1915 soykırımında
katledilen Ermeniler için sunduğu taziyeyi asla hafife almadım.
Devletin 99 yıldır sürdürdüğü nefret ve
inkâr politikasının değişme ihtimaline karşı üzerime yüklenen sorumluluğu
Bizler, atalarımızın hatıralarına
gönderilen bu selamı hak adına alıyoruz, aleyküm selam...
Fakat birkaç gündür bu nezaket ortamını
sulandırdığını düşündüğüm bazı gelişmeler ile karşılaşıyoruz.
Türkiye Ermeni toplumunun bazı üyeleri
gazetelere demeçler, koca koca ilanlar veriyorlar.
Mesela Kadim Ermeni Kilisesi’nin (AKP
marifetiyle) Ermeni halkı tarafından seçilmeden vekâleten göreve atanan tek
“Patrik”i Aram Ateşyan şöyle buyurmuş:
“Sayın Başbakan’ın bu açıklamasıyla ortaya
koyduğu yaklaşım acılarımıza su serpti. Açıklama Türkiye’ye karşı olanlara da
verilen bir cevaptır. Patrikhanemiz ve şahsım adına memnuniyetimi bildiriyor,
teşekkürlerimi sunuyorum...”
Bu mecradan Patrik Vekili ile bir
polemik yaşamak istemiyorum fakat sormadan da edemeyeceğim:
Kim kardeşim bu Türkiye karşıtı
düşmanlar?
Ne demişler de düşman olmuşlar?
Memlekette veya dışarıda hem soykırımın
mağduru olup hem de sırtını Türk devletine dayamadan onurluca acısının peşine
düşmüş insanların içinde de var mı bu düşmanlardan?
Yedikule Surp Prgiç Hastanesi Yönetim
Kurulu Başkanı Bedros Şirinoğlu ise ailesi adına verdiği ilanda şöyle
anlatıyor hislerini:
“Bizlere ilkleri yaşatan Başbakanımız,
güzel adam Sn. Recep Tayyip Erdoğan. Taziye mesajınıza en içten
teşekkürlerimizi arz eder, ben ve ailem adına kötü günlerde hayatını kaybeden
Müslüman kardeşlerimin torunlarına taziyelerimi sunarım.”
Elbette bu jestin içerdiği mesajı
algılıyorum.
Fakat bu ilanda “yaşadığımız ilkler”
meselesinde sayılması gereken önemli bir ayrıntı atlanmıyor mu?
Yaşımızın erdiği dönemi hesaplayacak
olursak 12 yıllık AKP iktidarı, en çok Hıristiyan’ın katledildiği ve
katillerinin aramızda hesap vermeden gezindiği dönem değil mi?
Böyle olmayacak.
Madem usul bu, ben de bu köşeden kendi
ilanımı vereyim. Üstelik bana köşe tahsis edildiği için daha ekonomik yolla
anlatmış olurum meramımı.
“Sayın Başbakan,
Bu meselenin çözümü
için dayanacağımız yegâne güç gerçekliktir, samimiyettir.
Taziye mesajınızın
samimiyetini sorgulamıyorum.
Türkiye hükümetinin
veya dünyandaki herhangi bir parlamentonun beyanında, reel politik hamleleri
aşan bir samimiyet arayışı içinde değilim.
Bu mesele adalet
meselesidir.
Samimiyeti ise halk
inşa edecektir.
Taziyeniz bu inşa
süreci için çok önemlidir.
Ben atalarımın
İttihatçılar tarafından soykırıma tabi tutulduğuna inanıyorum.
Onların yaşadıkları
yerlerden sürülürken bıraktıkları malın mülkün mirasçıları adına kul hakkı
yazılması gerektiğine inanıyorum.
Bu topraklarda onların
hatıralarının saygıyla anılması gerektiğine, ekilmiş olan düşmanlık
tohumlarının lanetlenmesi gerektiğine inanıyorum.
Katil ile aramıza
mesafe koymanın önemine, Türkiyeli çocukların sırtlarına bindirilen bu anlamsız
yükün kaldırılması için çabalamaya mecbur olduğumuza inanıyorum.
Bunun için zaten
sürdürdüğüm mücadelenin getirdiği bütün riskleri sahipleniyor sizleri de bu
taşın altına elinizi daha çok koymaya davet ediyorum.
Fakat bunun için ‘yapılacak işler’
listesini yanlış bir sıralama ile dizdiğinizi düşünüyorum.
Verdiğiniz namus
sözünü tutunuz.
Ergenekon, paralel
devlet gibi isimler verdiğiniz yapıların sizi hedefe aldığında neler
yapabileceğinizi gördük, izliyoruz.
Peki, bizim için neden
davranmadınız?
Hrant
Dink’in katillerini bulunuz.
Cinayet dosyamızda adı geçen ve her birine
terfiler verdiğiniz kamu görevlilerinin sorgulanmasını ve yargılanmasını
sağlayınız.
Ankara’nın karanlık dehlizlerinde, yani yanı
başınızda gizlenen günümüz
Ermeni katillerini ortaya çıkarınız.
Arkadaşımız vurulduktan sekiz yıl sonra elimizde
sadece Ogün Samastve onunla kahramanlık posteri
çektiren devletin fotoğrafı var. Bu malzemeyle adalet arıyoruz.
Anlaşılan o ki Ermeniler de kendilerine
devletlû fetvacılarını, muktedir korucubaşlarını, gazetecilikten vekilliğe göz
kırpan kendi Mehmet Metinerlerini icat eder oldular.
Kulağınızın dibinde onların sesi çınlarken aslolan gerçeklerden uzaklaşmayınız.
Soykırımın yaralarını sarmak istiyorsanız icraata son kayıplarımızdan
başlayınız.
Sevag
Balıkçı’nın, Hrant
Dink’in katillerini bizden iyi
tanıyorsunuz, onları saklamayınız.
Saygılarımla.”
Twitter:@haykobagdat
Bölümün son haberlerİ

Haberde, 2011 yılında Ermenistan’da kurulan ve günümüzde 1,5 milyar dolar değer biçilen "Picsart" şirketinin başarı öyküsüne de yer verildi.

Cenaze töreninin 26 Nisan’da yapılması planlanıyor.

I. Aram Taziye mesajında ayrıca Papa Francisc’in Ermeni Soykırımı’nın tanınmasındaki cesur tutumuna ve Artsakh Ermenilerine verdiği desteğe de değinildi.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Aslan'ı konuşması sırasında sürekli olarak hakaret içeren sözlerle kesmeye çalışan iktidar partisi milletvekili, milli takımın eski futbolcusu Ünal Karaman oldu.
Ermenistan'da İsviçreli Ermeni gazeteci, fotoğrafçı Sönmez'in "Yaralı Yavru Kartal" kitabının tanıtımı yapıldı. Sönmez, Ermenihaber.am'e kitabını değerlendirdi.
Sevag Balıkçı, 2011'de Ermeni Soykırımı'nın anıldığı gün olan 24 Nisan'da, zorunlu askerliğini yaparken Batman'da Ağaoğlu'nun silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetmişti.
Haberde, 2011 yılında Ermenistan’da kurulan ve günümüzde 1,5 milyar dolar değer biçilen "Picsart" şirketinin başarı öyküsüne de yer verildi.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Roma'da Ermenistan Cumhurbaşkanı Vahagn Khaçaturyan ile bir araya geldi.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |