Toplum09:28, 04 Aralık 2014
Ermeni ders kitaplarında 1915: Genel bir değerlendirme (5)
Tarihçi Taner Akçam Ermenistan kitaplarında Ermeni Soykırımı ve Ermen-Türk ilişkileri ile ilgili genel bir değerlendirme yaptı. ‘Taraf’ gazetesinde yayımlanan yazı dizisinin son 5. bölümü aşağıda sunulmakta.
Ermenistan ders kitaplarında 1915 konusunda genel bir değerlendirme yapmam elbette zor. Yapabildiğim bir arkadaşımın çevirdiklerini yayınlamaktan ibaretti.
Alıntılar bir tek 11’inci sınıf ders kitabından idi. 8’inci sınıf ders kitabında konu aynı yazar tarafından ele alınmıştı ve çok daha kısaydı; tekrara gerek yoktu.
Okuduklarımdan
edindiğim bir kaç izlenim şu:
Birincisi, bana göre yazılanların içeriği makul; dilde herhangi bir tuhaflık yok. Söylenenlere katılabilir veya katılmayabilirsiniz, hepsi bu...
Örneğin, Ermeni gönüllülerinin rolü konusunda söylenenler bana biraz abartılı geldi; aslında bu birlikler askerî açıdan büyük bir rol oynamadılar; bu nedenle Rusya tarafından dağıtıldılar.
Gönüllü birliklerin varlığı, hem 1915’te Ermenilere karşı alınan tedbirlerin bir gerekçesi olarak kullanıldı, hem de daha sonraki inkâr politikalarında önemli bir yer işgal etti.
Gönüllü birliklerle ilgili bu dili abartılı ama normal buluyorum; çünkü her ulusa biraz kahramanlık hikâyesi gerekir. Hele soykırıma uğramış topluluk açısından bunun öneminin altını ne kadar çizsek azdır.
Dikkatimi çeken, daha doğrusu altını çizmek istediğim husus, “Batı Ermenistan, Batı Ermenileri” gibi ifadeler. Ermeniler, bizim Doğu Anadolu bölgesi dediğimiz toprakları Batı Ermenistan olarak tanımlarlar. Kürtlerin Kuzey ve Güney Kürdistan tanımlamaları gibi... Bu ifadelerin bazen aynı bölge için kullanıldığı da olur.
Bu coğrafyada yaşayan halkların, asırlardır üzerinde yaşadıkları toprakları kendilerine göre tanımlamaları son derece normal. Bunu “senin- benim” kavgasının bahanesi yapmak yerine, saygı duymak ve zenginliğimizin bir göstergesi olarak kabul etmek gerekir diye düşünürüm.
Dikkatimi çeken son bir husus, Türk ders kitaplarındaki ırkçı ve açık nefret söylemi ile dolu ifadelerle karşılaştırıldığında, Ermeni ders kitabında Türklere yönelik nefret ve düşmanlık içeren bir dilin olmaması.
Türkiye’de konunun bu boyutunun öneminin yeteri kadar anlaşılabileceğini zannetmiyorum.
Tüm benzeri örneklerinden bildiğimiz ve normal olan, katliama uğramış toplulukların, katliamdan sorumlu tuttukları gruba karşı “iyi duygular” beslememeleri ve bunun dile de yansıması. Bu nedenle de bu iki topluluk arasındaki ilişkilerin normalleşmesi çetindir, zordur.
Bir örnek
vereyim, Almanya ile İsrail 1951-2 yıllarında Holokost nedeniyle tazminat
konusunu görüşmektedirler. Konu İsrail parlamentosunda ele alındığında, hem
solcu hem de sağcı Yahudiler, “kanlı Alman parası istemiyoruz”, diye gösteriler yaparlar.
Onlara göre, Almanlarla tazminat görüşmesi yapmak ve para almak, Holokost
sırasındaki Alman suçunu hafifletmekti ve suç satın alınamazdı.
Almanya’da doğmuş ve anadili Almanca olan birçok Yahudi’nin Almanca konuşmayı ret etmiş olduğuna kendim şahit oldum.
Bu tür tepkiler son derece normal. Bu nedenle Ermeni ders kitaplarında, bu tepkiyi çağrıştıran yorumların bulunmaması, dilin dikkatli kullanılması çok önemli. Ama başka eserlerde bulunursa da çok şaşırmam.
Ayrıca eklemek isterim ki, bu tür tepkilerin, liberal dostlarımın sıkça yorumladığı tarzda milliyetçilik ile hiçbir alakası yok. Milliyetçisi, sağcısı, solcusu, herkes gösterir bu tür tepkileri. Sonuçta, katliamdan sağ kurtulan ve onu takip eden kuşaklara egemen bir halet-i ruhiyeden konuşuyoruz.
Son bir husus da gene “iki taraf” konusunda olsun.
Önümüzdeki
yıllarda bu “Ermeni tarafı”, “Türk tarafı” kıyaslamaları devam edecek. Bu
son derece normal ve yapılması gereken bir şey. Fakat bu tür kıyaslamalar
yaparken, soykırım sorumlusu ile soykırımın kurbanı olmuş topluluklar arasında
karşılaştırmalar yapıldığı unutulup, taraflar arasına basit bir eşit işareti
koyarak analiz yapılırsa yanlış yapılır.
Milliyetçilik konusu verilebilecek en iyi örnektir. Ermeni milliyetçiliği geçmişte ve bugün yok mudur? Elbette vardır, her ulusun milliyetçisi olduğu gibi... Ama “Ermeni milliyetçiliği” tezini kullanıp, Ermenileri (veya onların milliyetçilerini) yaptıkları nedeniyle soykırımdan mesul saymak veya imha kararının alınmasına katkıda bulunduklarını iddia etmek son derece ciddi bir yanlıştır.
Bu tür
tezleri ileri sürenlerin, kimleri ve neyi kastettiklerini çok açık ve net
tanımlayabilmeleri önemlidir. Bu yapıldığında görülecektir ki, özellikle
liberallerimiz tarafından “Ermeni milliyetçiliği” ifadesi altında ileri sürülen
birçok görüş aslında Türk milliyetçi tavır alışın basit bir göstergesinden
başka bir şey değildir.
Ermenihaber.am
Bölümün son haberlerİ
Kanadalı gazeteci Neil Hauer, Yerevan’dan İstanbul’a turistik amaçlarla yaptığı seyahat sırasında Türkiye’ye girişinin yasaklandığını açıkladı.
Projenin uygulama tarihi 2025 yılının ilk çeyreğinde açıklanacak.
Meşhur ABD’li Ermeni miliyoner Alexis Ohanian, sosyal medya hesabında takipçilerine M.Ö. 95 yılına ait, Ermeni Kralı Büyük Tigran'ın tasvir edildiği nadir bir Ermeni sikkesi gösterdi.
Alıntı
İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Türk siyasetçi, Azerbaycan'ın kapkaç edindiği paraların Türkiye üzerine kullandığını, amcasının Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın elemanı olduğunu, Türkeş'in kendisini desteklediğini anlattı.
Fransa'nın Ermenistan Büyükelçisi Olivier Decottignies, X hesabından anlamlı bir paylaşımda bulundu.
Savunma kaynaklarına göre, ilk parti Pinaka füze sistemleri Ermenistan'a ulaştı. Pinaka, 80 km'nin üzerinde menzile sahip yüksek performanslı bir sistemdir.
Amerikalı pastör, Evanjelik Kilisesi üyesi Joel Tenney, İowa valisinin 24 Nisan'ı Ermenistan'ı tanıma günü ilan eden kararını da yayınladı.
Büyükelçi, Avrasya kıtasında eşit ve bölünmez bir güvenlik sistemi geliştirilmesi yönündeki çabalara Ermenistan’ın aktif katılımının beklendiğini ifade etti.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |