ERMENI HABER AJANSI

Dağlık Karabağ’ın stratejik önemi, ne sadece Azerbaycan ile Ermenistan'ın, ne de İran, Türkiye ve Rusya gibi üç önemli bölgesel gücün siyasi çıkarlarıyla sınırlanmıyor. Türk araştırmacı ve köşe yazarı Cengiz Sözübek, "Dağlık Karabağ: Avrasya'nın  Köprübaşı" başlıklı yazısında konuyla igili değerlendirmelerde bulunuyor.

Yazar, Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra ortaya çıkan sorunların en başta gelenlerinden birisinin, Azerbaycan- Ermenistan arasında Dağlık Karabağ bölgesi üzerindeki anlaşmazlık olduğunu hatırlatıyor. Sözübek, iki ülke arasında üç yıl süren savaşa 1994 yılındaki ateşkesle ara verildiğine rağmen Dağlık Karabağ’ın, Avrasya eksenindeki jeopolitik anlamını koruduğunu ve 22 yıl sonra bile sorunla yeniden yüzleşmek gerektiğini vurguluyor.

Türk araştırmacı,  "Hazar-Akdeniz enerji koridorunun ve en genel anlamıyla bu iki denizin uzantısındaki İç Asya ve Avrupa arasındaki ticari hattın kırıldığı yer Dağlık Karabağ bölgesi olmuştur.  Avrasya coğrafyasını enine bölen bu hattaki kırılma sadece Dağlık Karabağ’da değil, Nahçıvan’la ve iki bölge arasında Ermenistan’ın kontrolüne bırakılan Zengezur koridoruyla da desteklenmiştir." Savlarını öne sürüyor.

Sözübek, Dağlık Karabağ sorununun, Rusya ve İran’a enerji alanına çok ciddi darbe vuracağı iddia edilen Türkiye ve Azerbaycan ortak projesi TANAP'la (Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi)  eşzamanlı olarak yeniden gündeme geldiğine dikkat çekiyor.

Rusya’nın, tarihi ve dini bağları güçlü olduğu Ermenistan'a olan tutumunun değişmesi neredeyse imkansız olduğunu dile getiren yazar, İran’ın ise Dağlık Karabağ çatışmasında Azerbaycan’la ilgili kararını net bir şekilde vermesi gerektiğini ileri sürüyor.