ERMENI HABER AJANSI

Kars ile Ermenistan sınırında yer alan ve birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı için "dünya kenti" olarak nitelendirilen Ani antik kenti, barındırdığı kültürel zenginlikle yerli ve yabancı turistleri bekliyor.

“Binbir kilise ve 40 kapılı şehir” olarak da adlandırılan Ani Ören Yeri, sahip olduğu kültürel değerlerle UNESCO'nun "Dünya Miras Listesi"ne girmeye aday olduğunu ve çalışmalar tamamlanıp listeye alındığında tanınırlılığının çok daha artmasını bekleniyor.

İnsanlığın ortak mirası kabul edilen kültürel ve doğal alanları korumayı ve dünyaya tanıtmayı amaçlayan UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne bu yıl  Ermenistan sınırında bulunan Ani antik kenti de aday.

Ani’nin tarihi Milattan Önce 4 bin yıllarına yani Kalkolitik Çağ’a kadar uzanıyor. 

Ancak Bronz ve Demir devirlerinde de yerleşilen Ani, en görkemli çağını Milattan Sonra 977-989 yılları arasında, Ermeni Pakraduni ya da Bagratuni Hanedanlığı’na başkentlik yaptığı dönemde yaşadı.

Şu an Ani’de görünen yapıların hemen hemen hepsi Pakraduni Hanedanlığı zamanında inşa edildi.

Ani, Ermenilerin mimari alanındaki yetkinliklerinin en canlı kanıtlarından biridir aynı zamanda. Kentin en büyük ve görkemli yapısı olan Ani Katedrali’nin yanı sıra Surb Arakelots Kilisesi, Gagik Kilisesi, Aziz Krikor Kilisesi ve Kusanants kilisesi gibi eşsiz yapılar Ermeni mimarisinin günümüze kadar ulaşabilmiş seçkin örnekleri.

Ancak kimliğini Ermeni Bagraduni döneminde kazanan Ani’nin girişindeki tanıtım yazısında bir kere bile Ermeni lafı geçmez. Kentin Kalkolitik döneminden başlayıp Selçuklu, Arap, Bizans dönemleri anlatılır ama nedense Ermeni egemenliği dönemi atlanır. Sadece bir iki kere Pakraduni Hanedanlığı’ndan söz edilir ama Pakraduni’nin bir Ermeni hanedanlığı olduğunu bilmeyen çoğu kişi için bu kelime doğal olarak pek bir şey ifade etmeyecektir.