Soykırım12:49, 27 Eylül 2018
Wilson’a Ermeniler, Hitler’e Yahudiler için mektup yazan Alman

Şu sıralar elimde, Aras Yayıncılık’tan yeni çıkmış olan, İtalyan yazar Gabriele Nissim’in ‘Hitler’e Mektup’ adlı kitabı var. Kitabın alt başlığı ise, T. Wegner’in Hikâyesi / 20. yüzyılda insanlığa karşı işlenen büyük suçların tanığı ve kurbanı’.
Gabriele Nissim ile 2001 yılının karanlık Aralık ayında, Venedik’e banliyösü gibi yakın olan kadim Padova kentinde tanıştım. Gabriele, burada açılan ‘Dürüstler (Giusti) Bahçesi’nin kuruluşunun öncülerinden biriydi.
Soykırım dönemlerinde insanların kıyımdan kurtulmasına yaşamlarını riske sokarak yardımcı olanları hatırlamak önemli. Özellikle soykırım yapanlarla aynı soydan geldikleri için önemli. İnsanlığın değerlerine en ağır koşullar altında sahip çıktıkları için önemli. Bu konu dünyada epeydir konuşuluyor, artık Türkiye’de de yeni yeni gündeme geliyor.
2001 yılında Padova kenti Ayşe Nur’a Dürüstler Bahçesi’nde yer verme kararı verdi. Sadece Ermeni Soykırımı konusundaki yol açıcı cesaretinden dolayı değil, 1980’de başlayan ‘sol kırım’ sırasında birçok canı saklayıp, yurtdışına kaçırmaya yardım ettiği, siyasi tutuklularla ve onların aileleriyle dayanıştığı için de.
Ayşe Nur ile birlikte, Bosna’daki soykırım sırasında cesur biçimde insanlara, kadınlara, çocuklara sahip çıkan, Padova kenti tarafından Tito’nun yeğeni Dr. Svetlana Broz da ‘dürüst’ ilan edilmişti.
Bu bahçede daha sonra sevgili Hrant da yerini aldı. 2012 yılında serbest kaldıktan sonra, Padova’da Armin Wegner’in oğlu Mischa ile buluşmak ise, benim için büyük mutluluk olmuştu.
Wegner’i, 1981 yılı karanlığında, arkadaşımız Uli’nin Almanya’da küçük bir yayınevinin yaptığı seçki sayesinde tanımıştım. Sonra onun içinden, 1994 Aralık yılı bombasından arta kalan çevirileri ‘Çanakkale Kedileri’ başlığı altında yayımlayacaktım (2009, Belge Yay.). 80’li yılların başında bile, Ermeni Soykırımı Almanya’da unutulmuş bir olguydu. 1977’de Yves Ternon’un ‘Ermeni Tabusu’ yayımlanmış, Lepsius’un Alman Dışişleri Bakanlığı’ndan yaptığı belgeler derlemesi yeniden basılmıştı. Engels’in doğduğu Wuppertal kentinde Wegner’in arşivini bulacaktım.
Savaşın dehşetini bir buçuk sayfa içinde, Çanakkale kedilerinin kaderi üzerinde bu kadar başarılı anlatan hikâye azdır. Ya da cephe hattı üzerinden, Hüseyin çocuğun öyküsü, cephe hattında dikenli tellere bağlanmış Ermeni asker, Tekirdağ limanında ölü Osmanlı askerleri için gelen papaz imajı, Almanya’daki gibi savaş sonrası sokaklarda dilenen sakat kalmış askerler vb.
O, savaşın içinde, savaş karşıtı bir sıhhiyecidir. Savaşın asker kurbanlarının canını kurtarmaya çalışırken, bir yandan da, savaş hukuku ihlali olan, sivil halka yönelik kıyımın tanıklığını yapmaktadır.
Ekspresyonist bir yazar olan Wegner’in sayfalarında savaşın ve soykırımın vahşetini iliklerinizde hissedersiniz. Wegner, soykırımın belgesel fotografçısıdır. Ağustos 2015’te, Stockholm Ordu Müzesi’nde, ‘Armin T. Wegner: Ermeni Soykırımı’nın Tanığı’ başlıklı bir sergi açıldı. Bir Alman ordusu mensubunun tanıklığı, üç ay süren bu serginin askerî müzede açılmasını olanaklı kılmıştı.
Serginin sunumunu, aynı sıralarda Wegner’in ‘Ermeni Halkının Çöle Sürülüşü’ adlı kitabının (Andreas Meier ve Wolfgang Gust’un değerledirmeleriyle birlikte) İsveç’teki fotoğraflı basımının (Utdrivningen av det armeniska folket i öknen, armenica.org, 2015) editörlüğünü de üstlenen tarihçi Vahakn Avadian yapmıştı.
Wegner, 1919 yılında ABD başkanı Wilson’a Ermenilerin kaderine ilişkin bir mektup yazar. 1921 yılında Talat Paşa davasındadır; bu mahkemenin tutanaklarını kitaplaştırır (Talat Paşa Davası, çev. Doğan Akhanlı, Belge Yay., 2003).
1933 yılında, Yahudilere yönelik mezalimin başlangıcında Hitler’e bunu yapmamasını söyleyecek kadar cesur ve naiftir. Toplama kamplarının ilk misafirlerinden olur. Yahudi olan eşi Lola Landau, Armin’i kurtarmak için boşanıp Filistin’e gidecektir.
1938’de, ikinci eşi Irena Kowaliska için Mussolini’ye mektup yazar. Damarlarında bir nebze Yahudi kanı olduğu için riske girdiğinden.
1998 yılında Yerevan’da, ‘dürüstler duvarı’nda gördüğüm Wegner’in adı, en son 2014 yılında Varşova’daki Dürüstler Bahçesi’nde, Lemkin’le birlikte yer aldı. Kim bilir, belki bir gün Türkiye kentlerinden birinde açılacak ilk Dürüstler Bahçesi’nde de görürüz bu adı.
Bölümün son haberlerİ

Kitap tanıtımı 23 Nisan 2025 tarihinde, Ermenistan'ın başkenti Yerevan’da yapılacaktır.

ABD’nin Los Angeles Bölgesi Mütevelli Heyeti, konuya ilişkin teklifi onayladı.

Katılımcılar, Charenton-le-Pont’ta dikilmiş olan Ermeni haçkarı (haç taşı) önüne çelenk ve çiçek bıraktı.
Alıntı

İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Ermenistan Başbakanı, Güney Kafkasya tarihinde yeni bir sayfa açılması gerektiğini belirtti
Nicolas Bay, Ermenistan ile Avrupa Birliği ilişkilerine ve Güney Kafkasya’daki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.
ABD geçen yılın sonlarında, bölgedeki IŞİD tehdidi ve ABD üslerine yapılan İran destekli milislerin saldırılarını gerekçe göstererek Suriye’de askeri varlığını 2 bine çıkarmıştı.
17 Nisan’da, Ermenistan Parlamentosu Savunma ve Güvenlik Daimi Komisyonu Başkanı, Ermenistan’daki Yunanistan Büyükelçisi’ni kabul etti.
2-17 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen UNESCO Yürütme Kurulu’nun (YK) 221. oturumunda, Ermenistan heyeti aktif bir katılım sergiledi.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |