Soykırım11:01, 24 Nİsan 2019
Bagrat Estukyan: "Ermeni Soykırımı'nın inkarı, soykırımın devamı niteliğindedir"
Osmanlı İmparatorluğu’nun kararı ile Ermenilerin sistematik katliamı ve tarihi anayurtlarından tehciri 24 Nisan 1915’te başladı. Aralarında Ermeni toplumunun önde gelen aydın ve siyasetçilerin bulunduğu yüzlerce kişi ya tutuklandı ya da sürgüne gönderildi. Gazeteci Yazar Pakrat Estukyan, 1915 Ermeni Soykırımı’nı ve ardından yaşananları anlattı.
İnsanlık tarihinin, soykırımlar tarihi olduğunu dile getiren Estukyan, 24 Nisan 1915 tarihinin ise 20’nci yüzyılın ilk soykırımı olduğunu hatırlattı. Bugün birçok akademik disiplinlerin soykırımları incelerken en somut örnek olarak Ermeni Soykırımını esas aldığını vurgulayan Estukyan, soykırım sözcüğünün kendisi de Ermeni Soykırımı’nın analizi üzerine türemiş hukuki bir ifade olduğunu belirtti. 24 Nisan 1915’te 1 buçuk milyondan fazla Ermeni vatandaşın kendi topraklarından katledildiğini hatırlatan Estukyan, "Hayatta kalanlar ise yerlerinden sürüldüler. 24 Nisan soykırımın ilk aşaması olarak İstanbul’da 250 Ermeni aydın evlerinden alınıp “ufak bir sorgu işleminiz var” denerek götürüldüler ve bir anlamda faili meçhul hale getirildiler. 250 aydının birkaç tanesi sadece geri dönebildi. Bunlar arasında uluslararası baskıyla kurtulanlar vardı. Bu 1915 Ermeni Soykırımı’nın başlangıç noktası olarak tarihte yerini aldı."
"Osmanlı İmparatorluğu çok önemli bir emperyalist ülkedir. Türkiye tarihçileri hiçbir zaman böyle görmezler. Osmanlı İmparatorluğunu masum ve mazlum olarak gösterirler. İmparatorluk, zamanın gelişmesine ayak uyduramadığı için sanayide teknolojide ve uluslararası ticarette geri kaldığı için zamanını doldurmuş ve yıkılmaya yüz tutmuştur. Sonrasında Birinci Dünya Savaşı patlak vermiştir. Osmanlı İmparatorluğu kendi inisiyatifi ile değil, işbirliği yaptığı Alman emperyalizminin inisiyatifiyle savaşın ortasında buldu kendisini. Bu paylaşım savaşıydı. Paylaşım savaşının işgal ettiği birçok ülke bağımsızlıklarını kazanırken Ermenistan bir kan gölüne döndü. Ermeniler açısından soykırımın en büyük kaybı ve darbesi vatanın kaybedilmesiydi. Çünkü Ermeniler daha önce de benzer kitlesel kıyımlara uğramıştı. Bu coğrafyayı işgal etmeye gelen her büyük ordu Ermenileri topluca katletmiştir. Buna Timurlenk’in ordusu da dahildir, Cengizhan’ın ordusu da dahildir, Romanın orduları da dahildir. Ermeniler 1915’e kadar vatanlarını hiçbir zaman kaybetmediler. Hayatta kalan Ermeniler dünyanın dört bir yanına savruldular."
Ermenilerin soykırım travmasını, aradan geçen 104 yıl boyunca halen yaşamaya devam ettiğini belirten Estukyan, “Bu travmayı yaşamamızın en büyük nedenlerinden biri de Türkiye hükümetlerinin sistematik olarak sürdürdükleri inkar söylemidir. İnkar, soykırımın devamı niteliğindedir” dedi. Soykırımda insanlık dışı suça bulaşan kişilerin Türkiye hükümetleri tarafından kahraman olarak görüldüğünü belirten Estukyan, “Bu süreklilik içerisinde bir barışa ulaşmak söz konusu değil. Bugün sadece Türklerin ve Ermenilerin değil bütün halkların ekmek ve su kadar soluduğumuz hava kadar yaşamsal ihtiyacı barıştır. Ama bu barış birçok dengeyi bozabilecek güçte olduğu için ülkeleri yönetenler barıştan uzak durmaya ve geciktirmeye çalışıyorlar. Şuan Türkiye, Ermenistan ilişkilerindeki tablo da tam olarak budur. Birbiriyle güncel olarak sorunları olmaması gereken iki devlet bütün platformlarda birbirlerine karşı geliyorlar. Bu sağlıklı bir durum ve yaklaşım değil Aydınlara düşen en büyük görev barışı inşa etmektir” ifadelerini kullandı.
Ermeni Soykırımı’nın birçok ülke tarafından bir gerçeklik olarak tanımladığını kaydeden Estukyan, şöyle devam etti: “Türkiye’nin bu tanıma tepkisi çoğunlukla bu ülkelerdeki hükümetlerin seçmen avlama çabası olarak anlatılıyordu. Ama gelinen gerçeklikte tablo bununla açıklanamayacak hale geldi. Çünkü Libya’da Ermeni Soykırımı’nı tanıyor. Libya’da bir Ermeni seçmen kitlesi yok. Almanya Ermeni soykırımını tanıyor. Yine bizatihi Almanya’nın soykırımdaki rolünü itiraf etmesi çok anlamlı bir şeydir. Türkiye soykırımı tanımakta imtina ettikçe bu konuda bir yere varılamayacak. Çünkü soykırımın faili Türkiye’dir. Türk siyasetçilerin ‘ecdadımız’ diye yere göğe sığdıramadıkları Enver Paşaları, Talat Paşaların nasıl bir insanlık suçu işledikleri Türkiye’de bilince çıkmadıkça Türkiye bir ilerleme kaydedemeyecek. Türkiye’nin karanlık bir tarihi var. Ama o tarihi zaferler tarihi olarak sunmaya devam etmeye çalışıyor. Nesillerini bununla zehirlemeye çalışıyor. Bu akılla düze çıkmamız mümkün değildir.”
Türkiye’de insanlığa karşı işlenen suçların periyodik olarak tekrarlandığını dile getiren, "1915’in hemen ardından 1938’de Dersim’de yaşananlar yine insanlık suçudur. 1939’da Edirne’de yaşanan Yahudi Pogromu yine aynı suçun kapsamındadır. 1970’lerde başlayan Maraş, Çorum katliamları aynı zihniyettir. Sivas Madımak Oteli’nde Alevilerin topluca yakma ve sonuç alan girişimi de ne yazık ki aynı zihniyetin sonucudur. Biz bugün bu zihniyetin muhtelif linç görüntüleriyle sık sık tekrarlandığını görüyoruz. Türkiye’deki hükümetin gizlediği ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı söylemlerin sonucunda Türkiye her an yeni soykırım benzeri eylemlere hazır potansiyel sunan bir ülke görünümündedir" şeklinde konuştu.
Bölümün son haberlerİ
Cumhurbaşkanı Duda, Ermeni Soykırımı kurbanlarının anısına anıta çelenk bırakarak ve Ebedi Ateş’e çiçek koyarak saygı duruşunda bulundu.
Forum kapsamında, risk faktörlerinin tespit edilmesi ve bu faktörlere zamanında müdahale edilmesi konusundaki sorunlar ele alınacak.
Uluslararası Askeri Spor Konseyi liderliği ve Dünya Askeri Güreş Şampiyonası'na katılan ülkelerin heyet liderleri Ermeni Soykırımı kurbanlarının anısına saygı duruşunda bulundu.
Alıntı
İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
"Senin İçin, Ermenistan" başlıklı Telethon 2024'ten elde edilen fonlar, bir çok stratejik programın uygulanmasına yönlendirilecektir.
Temelsiz ve kurgusal Bakü propagandası, tarihi bir karşı-propaganda ile karşılanmalı ve yalnızca İlham Aliyev’in hayalleri ve yanılsamaları düzleminde kalmalıdır.
Başbakan, hükümet ve parlamentonun Ermenistan Cumhuriyeti’nin varlığını önümüzdeki 100 yıl boyunca garanti altına alabilecek pozisyonda olduğunu dile getirdi.
Ermenistan Savunma Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yaptı.
2 Aralık'ta, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Hollanda'nın Dış Ticaret ve Kalkınma Bakanı Reinet Klever ile Lahey'de bir araya geldi.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |