Röportaj13:08, 22 Eylül 2023
Kerim Has: Başkalarının acıları üzerinde huzur inşa edemeyeceğini iyi bilmeli Azerbaycan (2. Bölüm)
Azerbaycan’ın Laçin Koridoru’nu (Berdzor) abluka altına alması sonucu Artsakh’ta (Dağlık Karabağ'da) meydana gelen insani kriz ve Artsakh çevresindeki durum ile ilgili Ermenihaber.am Rusya analisti Kerim Has ile bir röportaj yaptı. Türk uzman ile yapılan röportajı iki bölüm halinde yayınlıyoruz.
Kerim Has kimdir?
Dr. Kerim Has’ın belli başlı ilgi alanları Rusya’nın iç ve dış politikası, Türkiye dış politikası, Ermenistan dış politikası, Orta Asya ve Kafkasya, Avrasya’da enerji ve güvenlik politikaları ile uluslararası güvenliktir. Ekim 2012-Ocak 2013 döneminde Carnegie Moscow Center’da akademik çalışmalarını ilerleten Has, 2013-2016 yılları arasında Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Avrasya Araştırmaları Merkezi uzmanı ve Rusya temsilcisi olarak çalışmıştır. 2017-18 döneminde ise Has, Moskova Devlet Üniversitesi’nde Türk ve Rus dış politikası üzerine yarı-zamanlı dersler vermiştir. Has, ileri seviyede İngilizce ve Rusça, orta seviyede ise Ermenice bilmektedir.
Kerim Has röportajı 2. Bölüm:
Bu sorular uzmana Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'a başlattığı savaş öncesinde soruldu
- Bölgede gerilim sürerken bir yandan Ermenistan ve ABD arasında tatbikat yapılıyor. Öte yandan Azerbaycan ile sınır boyunca AB gözlemcileri devriye geziyorlar. Bu arada Azerbaycan hem Karabağ sınırlarına hem de Ermenistan sınırlarına doğru ciddi bir askeri yığınak yapıyor. Bu bir güç gösterisi mi yoksa bölgedeki bu gerilim savaşa dönüşür mu?
- Zannımca Ermenistan’ın ABD’yle tatbikat yapması Washington’un olası bir çatışmada Azerbaycan’a karşı savaşacağı anlamına gelmez. Zaten yıllardır Azerbaycan ordusunun NATO standartlarına çıkarılması için Türkiye’nin Bakü ile askeri-savunma işbirliğini teşvik eden bizzat ABD’nin kendisi. Sınırdaki AB gözlemci sayısı da bölgede herhangi bir çatışmayı engelleyebilecek ne yetkiye ne güce ne de niyete sahip.
Karabağ’da eğer olası bir çatışma çok kısa sürer ve fazla bir kayıp yaşanmazsa, zaten Bakü’nün olası böyle bir adımına Batı zannımca pek ses çıkarmaz. Ama uzun sürme, fazla insani kayıp ve çatışmaların boyutunun artma riski de var. Dolayısıyla bu yüzden Batı, bu meselenin, yani Azerbaycan’ın Karabağ’da egemenliğini fiili olarak da tesis etmesinin, askeri yollarla değil de öncelikli olarak karşılıklı tavizlerle sağlanmasını istiyor.
Bir başka deyişle, hem Azerbaycan’ı karşılarına almayacak hem Karabağ Ermenilerini belli ölçüde razı edebilecek hem Ermenistan’ı Rusya’nın nüfuz alanından çıkartıp Avro-Atlantik kurumlarına entegre edebilecek hem de bölgede özellikle Türkiye üzerinden NATO’nun etkisini artırabilecek hem de jeoekonomik ve jeokültürel olarak da Batı’nın bölgeye erişimini hızlandırabilecek bir seçenek ortada varken, askeri yol sanırım ilk öncelik olarak görülmüyordur Washington’da, Londra’da veya Brüksel’de.
Öte yandan, Azerbaycan’ın Karabağ ve Ermenistan tarafına artırdığı askeri yığınak her ne kadar bir güç gösterisi olarak yorumlanabilecek idiyse de, Bakü’nün yeni sert askeri önlemlere başvurma ihtimali de hiç düşük değil. Özellikle son 1,5 yılda Aliyev yönetimi genelde diplomatik müzakereler öncesi bu tarz güç kullanımıyla masada Paşinyan’dan hayli taviz koparabildi, bu sefer de benzer bir taktik söz konusu olabilir. Ancak öte yandan Azerbaycan, bölgedeki güç dengelerinde şu an kendi lehine olan konjonktürü ileride bulamayacağını da düşünüyor olabilir. Bu da hiç ihtimal dışı değil.
Bununla birlikte, her halükarda Bakü’nün olası riskleri de hesaba katarak ve çeşitli bölgesel ve küresel önemli güçlerle belli mutabakatlar çerçevesinde askeri yola başvurabileceğini düşünüyorum. Sanırım sahada askerini bulunduran Rusya’yı direkt karşısına almadan ve muhtemelen Moskova’dan yeşil olmasa da sarı ışık alarak adım atmak isteyecektir. Yine, sadece Karabağ meselesinde değil, Suriye’den Libya’ya, Ukrayna’dan Orta Asya’ya Türkiye’yle çok yakın hareket eden İngiltere’den de Aliyev’in güçlü destek alması şaşırtıcı olmaz. İsrail ise zaten şu an Azerbaycan’a en çok silah satan ülke konumunda, Karabağ’da Bakü’nün askeri bir hamlesine Tel Aviv’in ses çıkaracağını sanmıyorum. AB ise ambargolar dolayısıyla alımı azalttığı Rus gazını bir ölçüde Azerbaycan gazıyla ikame etmeye çalıştığı için Bakü’ye karşı eli diğerleriyle kıyaslandığında nispeten daha zayıf bir aktör. Burada asıl kilit aktör Washington olacaktır. Ancak Azerbaycan’ın atacağı hangi adım olursa olsun ABD’yi de karşısına alacağını pek zannetmiyorum.
- Azerbaycan tarafından yayılan görüntülerde Azerbaycan’ın yığınak yaparken teçhizat taşıdığı askeri kamyonlarında, zırhlı araçlarında ters A harfi, işareti vardı. Bu ne anlamına geliyor? Bu arada sosyal medyada “Nakhicevan’ı ve Azerbaycan’ı birleştirme amacıyla böyle bir uygulama olduğu yönünde” iddialar yayıldı. Şunu da söyleyelim böyle bir işaret (Z harfi ) Rusya, Ukrayna savaşında da kullanmıştı.
- Anladığım kadarıyla Azerbaycan’ın askeri araçlarındaki ters A işareti Ermenistan’ı temsil ediyor. Ermenistan’ın kuzey bölgeleri geniş iken, toprakları güneyde daralma gösterir. Ters A harfinin yukarı kısmı Ermenistan’ın geniş kuzey bölgelerini, aşağıya doğru sivrilen kısmı da daralan güney bölgelerini temsil ediyor. Ancak ters A’nın en aşağısı (yani normal A harfinin en üst zirvesi) haliyle bir noktadır. A harfinin sağı ve solunun, doğusu ve batısının birleşme noktasıdır. Bu da Azerbaycan’ın batı bölgeleri ile Nahçıvan bölgesinin -Ermenistan’ın güneydeki toprakları daha da daraltılarak veya orada da belli bir kontrol sağlanarak- birleşmesi anlamına geliyor. Bir başka deyişle, askeri araçlar üzerindeki ters A harfiyle Azerbaycan sadece Karabağ’da kontrolü sağlamak değil, Ermenistan’ın Sünik bölgesinden geçen o sıkça dile getirdiği Zengezur Koridoru’nu da güç yoluyla açma niyetine dair bir mesaj vermiş oluyor.
- Azerbaycan karşılıklı barışın tesisi için neler yapmalı?
- Barış tek taraflı ve hemen gerçekleşebilecek bir hadise değildir. Samimiyet ve zaman ister. Hele de böyle onlarca yıl geçmişe giden bir anlaşmazlık söz konusu olduğunda. Hem Azerbaycan’a hem Ermenistan’a hem de Karabağ Ermenilerine düşen büyük görevler var. Bölgesel ve küresel aktörleri saymıyorum, zira bu üçü anlaşırlarsa barış zor da olsa bir şekilde zaten gelir.
Ancak spesifik olarak Azerbaycan’a düşen nedir diye sorarsanız, zannımca Aliyev yönetimi en başta dilini, retoriğini düzetmeli, hakaret dilini bırakmalı, barış dilini kullanmalı, kucaklayıcı olmalı. Sürekli askeri güç kullanma tehdidi barışa engel olur, düşmanlığı körükler.
Karabağ’a sadece Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü açısından bakıp o topraklara aidiyet duyan ve gerçekten de o toprakların Azerbaycanlılar kadar sahipleri olan Ermenilerin duygu ve hissiyatını yok sayma aslında bir zayıflık ve eksiklik emaresidir. Bu durum geçmiş 30 yıl boyunca da Ermeniler için Azerbaycanlılara yönelik bir zayıflık ve eksiklik idi.
Ancak bugün itibariyle, askeri zafer kazanmış taraf olarak barışı kazanmak ancak dünkü hasmınızı bugün kucaklayacak kadar cesur adımlar atabilmekle mümkündür. Başkalarının acıları üzerinde huzur inşa edemeyeceğini iyi bilmeli Azerbaycan. Ermenistan’ın 30 yıl boyunca yaptığı hataları tekrar etmemeli, intikam hissiyle değil, barış motivasyonuyla hareket etmeli.
İç huzurunu bir türlü sağlayamayan Türkiye tüm bunlar için bu iki ülkenin de hemen yanı başındaki en kötü ve çarpıcı örneği oluşturuyor zaten. Azerbaycan, kardeşi bildiği Türkiye’den dersler çıkarmalı. Türkiye’nin tarihi farklı etnik, mezhebi, dini vs. gruplara yönelik devletin çektirdiği acılarla doludur. Şimdilerde yüzüncü kuruluş yılını kutlasa bile hala iç huzurunu bulamamış, mumla arayan bir ülkedir Türkiye. Azerbaycan bu açıdan Türkiye’nin yolundan kesinlikle gitmemelidir. Karabağ’da Azerbaycanlılarla birlikte Ermenilerin ve belki başka halkların da beraber barış içinde yaşayabileceği ve dünyaya mükemmel bir örnek olarak sunabileceği çoğulcu bir model geliştirebilmeli, asıl bunun için kafa yormalı. 10 milyonluk nüfusa sahip Azerbaycan, 100-150 bin Ermeni nüfusun yaşadığı Karabağ’dan gelebilecek hangi tehditle baş edemeyebilir ki, bahsini ettiğim cesur adımları atamasın…
Azerbaycan kendine güvenmeli, Ermenilerle geçmişin hatalarını tekrar etmeyip, geleceği birlikte inşa etme yolunu seçmeli. Bu iş dilde başlar, eğitimle devam eder, ortak sofrada birlikte tat almaya kadar gider.
- Rusya bölgedeki garantör rolünü sürdürecek mi?
- Bunu gelişmeler gösterecek. Karabağ’ın Azerbaycan’a entegrasyonunda izlenecek yol, yöntem ve mekanizmalar belirleyecek. Ancak şurası bir gerçek ki, Ukrayna’da savaş uzadıkça, savaşın yıpratıcılığı sürdükçe, Rusya’nın Karabağ da dahil eski Sovyet coğrafyasındaki nüfuzunda aşınma ve azalma devam edecektir. Buna garantörlük de dahil. Ukrayna’da Batı blokuyla giriştiği mücadele Karabağ’daki Rus barış gücünün veya Moskova’nın Ermenistan’daki askeri-siyasi-ekonomik-toplumsal varlığının ötesinde Rusya’nın tüm eski Sovyet coğrafyasında ve pek tabii dünya sahnesindeki yerini, rolünü, konumunu ve genel anlamda da kaderini yeniden şekillendiriyor.
DİKKAT!
Röportajda yer alan tartışmalı ifadeler, editör kadrosunun görüşleri ile örtüşmeyebilir. Fikirlerin içerik açısından editoryal müdahale olmaksızın tam olarak yayınlanması, aşağıdaki amaçlar için temel öneme sahiptir:
1. Okuyucularımıza Dağlık Karabağ'daki durumu ile ilgili Türkiye ve Ermenistan'ın siyasi ve sosyal toplumunun farklı düşünce ile yaklaşımlarını ve tutumunu gösteriyoruz.
2. Okuyucalarımıza Türkiye'deki hem Ermeni karşıtı duyguların hem de yapıcılığın dinamiklerini göstermeye çalışıyoruz.
3. Ve nihayet gazetecilik davranış kurallarına uygun davranmaya çalışıyoruz.
Bölümün son haberlerİ
Türk siyasetçi, Azerbaycan'ın kapkaç edindiği paraların Türkiye üzerine kullandığını, amcasının Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın elemanı olduğunu, Türkeş'in kendisini desteklediğini anlattı.
İstanbullu Ermeni iş adamı, eski Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı, Ermenihaber.am'e Ermenistan-Türkiye normalleşme sürecini değerlendirdi.
Ermeni kökenli belgesel sinemacı Negahan Uskan Ermenihaber.am'e “Sweet Home Adana” belgeselini, Ermenilerle ilgili çalışma yaparken ne gibi zorluklarla karşılaştığını anlattı.
Alıntı
İranist Begijanyan, Reisi’nin ifadelerini yorumladı: “Ermenistan'a baskı yapılırsa Tahran müdahale eder”
En Çok Okunan
Suriye ordusunun Halep'ten çekilirken konuşlandığı Hama vilayetinin dış mahallelerine cihatçıların ulaştığına dair görüntüler sosyal medyaya düştü.
Halep’teki Ermeni Piskoposluğu'nun ise bu zorlu dönemde topluma liderlik etmeye devam ettiği ve dayanışma sağladığı bilgisi paylaşıldı.
27 Kasım’da, Suriye’nin radikal Sünni örgütü “Heyet Tahrir el-Şam” Halep’e saldırı düzenledi.
Bakan Mirzoyan, Şubat ayında Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne katıldıktan sonra ilk kez Lahey'deki 23. UCM'ye Taraf Devletler Asamblesi'nin oturumuna katılacak.
Elina Avanesyan 2002 yılında Rusya'nın Pyatigorsk şehrinde doğdu. Avanesyan, Ağustos 2024'ten bu yana Ermenistan bayrağı altında oynuyor.
Takvİm
Anket
Bu yıl Ermenistan ile Türkiye devlet sınırı iki ülke vatandaşları için açılır mı?
Pİyasalar
EUR | TRY | USD |
549.84 | 90.05 | 485.12 |