ERMENI HABER AJANSI

Türkiye'nin ulusal para birimi Türk lirası, ABD doları karşısında her geçen gün devalüasyon rekorları kırmaya devam ederken ve ekonominin durumu hala "istikrarlı zor" durumunu korurken, ülkenin başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yokluk ve yoksulluk bitti." diyor.

Hatta son dönemde Türkiye'de yapılan kamuoyu araştırmaları da bambaşka bir tablo ortaya koyuyor: Yüksek fiyatlar ve mali sıkıntılar ülke gündeminin ilk sıralarında yer alıyor. Ancak Erdoğan bu açıklamayla sınırlı kalmıyor ve ekliyor: "Yokluk ve yoksullukların olduğu o eski günler artık bir daha gelmemek üzere tamamen geride kalmıştır"

Erdoğan'ın 2023 seçimlerindeki zaferinin ardından "Eski Türkiye"nin sonunun sinyalini vererek "Yeni Türkiye"nin başladığını duyurduğunu da belirtmekte fayda var.

Dışarıdan bakıldığında bu açıklamanın demokratik değerlerle yönlendirilen bir ülkenin lideri tarafından yapıldığı görülüyor ancak açıklama Türkiye'deki durumla çelişiyor ve gerçekle hiçbir ilgisi yok.

Bunu Türkiye vatandaşları ve muhalefet çevreleri bile belgeliyor. Mevcut toplumsal eşitsizlikten, hak ihlallerinden, özgürlüklerin kısıtlanmasından ve tabii ki ekonomik krizden duydukları hoşnutsuzluğu çeşitli sosyal medya platformlarında ve muhalif gazeteler ve TV'lerle yapılan röportajlarla dile getiriyorlar. Erdoğan'ın bu açıklaması da dikkatlerden kaçmadı ve eleştirilere neden oldu.

Anka Haber'de adı geçmeyen yaşlı bir Türkiye vatandaşı bu konuyla ilgili şunları söyledi: "Ne diyelim? Konuşsak tutuklanacağız. Buraya kadar boğulduk. Torunla geldik istediğini alamıyorum. Bir fasulye aldık gidiyoruz. Torunum onu istiyor, bunu istiyor alamıyoruz. Halkın ne çektiğini görmüyorlar, onlar çok yukarıdalar. Halktan tamamen kopmuşlar."

Emekli bir kadın da enflasyondan ve maddi yetersizlikten şikayetçi. "Binmiş şeytanın atına gidiyor. Nerede geride kalmış? Hiçbir şey alamıyorum. Geçinemiyoruz. İşte yok, para da yok. Alım gücümüz yok. Pazara geliyoruz dolanıp gidiyoruz. Biz et alamıyoruz. Nereden alacağız eti? 700-800 lira… 12 bin 500 lira emekli maaşıyla nereden alacağız? Eti boşver tavuk bile alamıyoruz. Torunlara bir şey alamıyoruz" diye konuştu.

Başka bir Ankaralı kadın ise "Yoksulluğu daha ileride yaşayacağız. Şimdi beni de içeri alırlar, konuşmak istemiyorum" ifadesini kullandı.

Fatma Baghshlayj isimli bir vatandaş da Erdoğan'a tepkisini şu ifadelerle dile getiriyor: "Ya o kadar ucuz ki çık da bakalım. Her şey ateş pahası, nerede kalmış ucuzluk? Emekli öldü de ağlayanı yok. Öyle dolaşıyoruz, beş kuruş yok. Meyve pahalı, sebze pahalı… Ay da bir kilo kıyma alırsak öp de başının üstüne koy. Neredeymiş o kıyma? 400-500 lira… Alamıyoruz. Var olan yokun halinden anlar mı? Onlar için değişen bir şey yok. Bizler boğulduk, öldük. İktidar bilmiyor mu, görmüyor mu, hiç mi pazara çıkmıyor? Her şeyin farkında ama bir şey yapmıyor. Hayat bizler için bitti"

Bir başka vatandaş da Erdoğan'a yalancı diyerek şöyle tepki gösterdi: "Yalancı o. Hangi sözüne inanacağım. Yoksulluk diz boyu."

Öyle gözüküyor ki Türk yetkilileri ülkelerindeki sosyal durumun istikrarlı, hatta daha iyi olduğunu iddia etmiş oluyorlar, bu nedenle de farklı ülkelere nüfuzlarını artırmak için yardım gönderiyorlar.

12 bin 500 lira emekli maaşı aldığını ve pazarcılık yaptığını belirten vatandaş da şöyle konuştu:

"Emekli acından ölüyor. Emekli ve hastayım burada çalışıyorum. Çalışmazsam acımdan öldüm. Yoksulluk nerede geride kaldı? Vatandaş gelip buradan alamıyor. Emekli 100 liraya şunu alabilir mi? Bakıp geçiyor. Türkiye'yi yaktılar. Türkiye bitti."

Gazeteciye konuşan Ankaralı vatandaş, "Hayat garantim var mı konuşayım" derken, liseli genç de "Fiyatlar konuşuyor, bir şey söylememe gerek yok" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nde basın ve ifade özgürlüğü konusunda neredeyse her zaman en fazla kısıtlamanın olduğu ülkelerden biri olduğunu hatırlatalım. En çok tutuklanan gazetecinin bulunduğu ülkeler listesinin başında Türkiye'nin yer alması tesadüf değil.

Türkiye'de ana muhalefet Partisi(CHP) Milletvekili Mahir Polat da Erdoğan'a sert tepki gösterdi. Erdoğan ve iktidarın halktan tamamen koptuğuna dikkat çekerek, "yokluk ve yoksulluk sadece saraylarında yok" dedi.

Polat, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın son yayınladığı rapora vurgu yaparak, "4 milyon hane düzenli sosyal yardım alırken, 3 milyon 500 bin hane aşırı yoksulluk sınırının altında kaldığı için aylık 850 TL ile 1,250 TL yardıma muhtaç hale getirilmişken bu gerçeği yok sayarak 'yoksulluk bitti' diyen anlayış da gösteriyor ki aslında iktidarlarının sonuna gelinmiştir. Yeni Türkiye’de 17 milyon yoksul, 3 milyon 500 bin hane de aşırı yoksul var" ifadelerini kullandı. Polat 2024'ü Türkiye için yoksulluk yılı olarak nitelendirdi.

Eğer muhalif milletvekilinin sunduğu veriler ve daha önce yayınlanan birçok rapor doğruysa, o zaman 85 milyon 372 bin 377 nüfuslu (2024) Türkiye'de nüfusun yüzde 37'sinden fazlasının (yaklaşık 32 milyon 150 bin kişi) yoksulluk sınırının altında yaşadığını gösteriyor.

CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi'nin 2023 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nun verilerine göre nüfusun yüzde 98'i, yani 83 milyon 750 bin kişi açlık ve yoksulluk sınırının altında, 51 milyon 600 bin kişi ise açlık sınırının altında yaşamaktadır.

Erdoğan'ın yoksulluğun ortadan kaldırılmasına ilişkin söz konusu açıklaması, ya Erdoğan'ın gerçeklikten kopuk olduğunu, toplumla bağını kopardığını ve ülkesinin gerçek sosyo-ekonomik durumunu gerçekten bilmediğini ya da ya da tüm bunların bilincinde olup, "siyasi imajı yüksek tutmak ve kazanç elde etmek için halkı kandırmaya çalıştığını düşünmemize olanak sağlıyor.