ERMENI HABER AJANSI

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, İran İslam Cumhuriyeti’nin devlet televizyonu IRIB’e verdiği röportajda, Ermenistan’ın İran’a karşı herhangi bir eylemde yer almayacağını belirtti. Doğal çıkarların, iki ülkenin karşılıklı olarak birbirlerinin devlet çıkarlarına duyarlı olmasını sağladığını vurgulayan Paşinyan, İran’ın istikrarı, kalkınması ve güvenliğinin Ermenistan için büyük önem taşıdığını ifade etti.

Hükümetinin Batı yanlısı olduğu yönündeki iddialara değinen Paşinyan, Ermenistan’ın dengeli ve dengeleyici bir dış politika izlediğini, bu yaklaşımın herhangi bir taraf tutmayı dışladığını belirtti. Ermenistan’ın dış politikasının ülkenin devlet çıkarlarına dayandığını ve bu çizginin korunması gerektiğini vurguladı. 2018’deki barışçıl, kadife devrimden sonra bu tür değerlendirmelerin daha sık gündeme geldiğini ancak Ermenistan ile İran arasındaki ilişkilerin son yedi yılda önceki dönemlere kıyasla gerilemediğini ifade etti.

Paşinyan, Ermenistan’ın 2000 yılından beri Avrupa Konseyi üyesi olduğunu ve Avrupa ile güçlü bağlara sahip olduğunu hatırlatarak, Avrupa’yı Batı olarak tanımlıyorsak, Ermenistan’ın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) üyesi olduğunu ve 2018 devriminin ardından demokratik reform ajandası benimseyerek Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile aktif iş birliği içinde olduklarını belirtti. Bununla birlikte, bölgesel politikalara büyük önem verdiklerini ve her ülkenin kendi gelişim yolunu belirleme hakkına saygı duyduklarını ifade etti.

Paşinyan, Ermenistan’ın yalnızca Batı ile değil, Doğu ile de entegrasyon sağlamaya çalıştığını, doğu dünyasıyla olan ilişkilerini zayıflatmak istemediklerini, aksine bu ilişkileri derinleştirmek istediklerini vurguladı. İran ile ilişkilerin bu bağlamda büyük önem taşıdığını belirterek, İslam dünyasıyla bağları güçlendirmeye devam etmek istediklerini ifade etti. Paşinyan, Ermenistan’ın hiçbir ülkeyle olan ilişkilerinin İran için tehdit oluşturmadığını ve İran’ın üçüncü taraflarla olan ilişkilerinin de Ermenistan için bir tehdit teşkil etmediğini söyledi.

Batılı ülkelerden İran’a yönelik bir tehdit gelmesi durumunda Ermenistan’ın nasıl bir tutum sergileyeceğine yönelik soruya yanıt veren Paşinyan, Ermenistan’ın İran’a karşı hiçbir eylemde yer almayacağını tekrarlayarak, İran’ın güvenlik ve istikrarının Ermenistan için son derece önemli olduğunu vurguladı. İran’da doğal ekonomik gelişim, istikrar ve güvenlik olduğunda Ermenistan’a daha fazla İranlı turistin geleceğini belirterek, bunun iki ülke arasındaki ilişkilerin doğal ve ekonomik yönünü gösteren bir örnek olduğunu ifade etti.

Paşinyan, İran ile Ermenistan arasındaki kullanılmayan fırsatlara da değinerek, özellikle Kuzey-Güney ticaret ve ekonomi hattında iki ülkenin iş birliği için çok daha büyük bir potansiyeli olduğunu ve bu alanda çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Ermenistan’ın İran’ın batıya ve kuzeye açılan en kısa ve en güvenilir yolu olabileceğini ifade eden Paşinyan, bu konunun İranlı yetkililerle tartışıldığını ve ülkeler arasında güvenin daha da pekiştirilmesiyle bu konuların daha fazla şekilleneceğini söyledi.

ABD ile imzalanan stratejik iş birliği anlaşmasının nasıl uygulanacağına dair bir soruya yanıt veren Paşinyan, Ermenistan’ın tüm ortaklarıyla dengeli bir dış politika çerçevesinde ilişkiler geliştirdiğini ve ABD ile de yeni bir ilişki kurulmadığını, mevcut ilişkilerin devam ettiğini belirtti. Kısa süre önce imzalanan stratejik iş birliği belgesinin bir gündem maddesi olduğunu ve bunun hayata geçirilmesi için çalışılması gerektiğini vurguladı. Bu anlaşmanın kamuya açık bir belge olduğunu belirten Paşinyan, komşu ülkeler, bölgesel ortaklar ve tüm taraflar için Ermenistan’ın niyetlerinin şeffaf olduğunu ifade etti. Anlaşmanın uygulanmasını umduklarını ve bunun bölgede herhangi bir tehdit oluşturmaması, aksine mevcut fırsatları ön plana çıkarması gerektiğini söyledi.

Avrupa ile ABD ilişkilerinin Trump yönetimi döneminde nasıl etkilendiğine yönelik bir soruya yanıt veren Paşinyan, ABD’de yeni yönetimin sadece bir ay önce göreve başladığını ve tüm ülkeler için yeni yönetimle uyum sürecinin yaşandığını belirtti. Bu sürecin ardından ilişkilerin nasıl şekilleneceğinin değerlendirileceğini ifade etti.