Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama yılı açılışı, siyasetteki fay hatlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
CHP, “Erdoğan bizim nezdimizde meşruiyetini yitirmiştir” diyerek hem Genel Kurul’a hem de resepsiyona katılmadı. Meclis açılışında kurucu parti CHP’nin sıraları boş kaldı. Bu tavır, CHP’nin iktidara karşı muhalefet kimliğini daha görünür kılma çabası olarak değerlendirildi.
Buna karşılık DEM Partili milletvekillerinin Erdoğan’a “Sayın Cumhurbaşkanım, Başkanım” diye hitap etmesi dikkat çekti. Eski HDP’nin eş genel başkanlarından Selahattin Demirtaş’ın 10 yıldır cezaevinde olduğu, yüzlerce Kürt siyasetçinin hâlâ tutuklu bulunduğu, onlarca belediyenin kayyum yönetiminde olduğu bir tabloda bu yaklaşım, siyasetin yön değiştirdiğini gösteriyor.
Kürtlerle “normalleşme” dönemi başladığından beri DEM yetkililerinin, geçmişte yaşananları adeta unutarak Erdoğan’ın çizdiği çerçeveye uyum sağlaması, muhalefetin en önemli damarlarından birinin iktidar karşısında pasifleştiği izlenimini doğuruyor. Bu durum, siyasetin sert kutuplarından geriye sadece iktidarın gölgesinde şekillenen bir muhalefet görüntüsü bırakıyor.
Kürtlerle “normalleşme” dönemi başladığından beri DEM yetkililerinin, geçmişte yaşananları adeta unutarak Erdoğan’ın çizdiği çerçeveye uyum sağlaması, sadece siyasi değil toplumsal sonuçlar da doğuruyor. Kürt seçmenlerin önemli bir kısmında bu tavır, hayal kırıklığı ve güvensizlik yaratıyor. Yıllardır demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren bir hareketin, iktidarın gölgesinde hizaya girmiş gibi görünmesi, tabanda siyasete olan inancı zedeliyor. Bu güven erozyonu, uzun vadede siyasal temsil krizine yol açabilir.
Resepsiyonun en çok konuşulan karelerinden biri de Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın Erdoğan’ın yanında oturmasıydı. Daha önce Erdoğan iktidarını en sert sözlerle eleştiren bu iki isim, bu kez hiçbir şey olmamış gibi Cumhurbaşkanı’nın yanında yer aldı, toplu fotoğrafta mutlu mesut poz verdi. Bu görüntü, siyasetteki kopuşların ne kadar hızlı unutulduğunu ve eski yol arkadaşlarının yeniden aynı sahnede buluştuğunu ortaya koydu.
Erdoğan ise kürsüden yaptığı konuşmada “Türkiye, sadece içerideki Kürtlerin değil, sınır ötesindeki Kürtlerin de en samimi, en güvenilir hamisidir” dedi. Ancak yıllardır süren operasyonlar, tutuklamalar ve kayyum uygulamaları düşünüldüğünde bu sözler daha çok siyasi bir söylem olarak öne çıkıyor.
Sonuçta Meclis açılışı, muhalefetin farklı tavırlarını net biçimde sergiledi: CHP yokluğuyla mesaj verdi; DEM, iktidarla yan yana görüntü verdi; Davutoğlu ve Babacan ise eleştirilerini bir kenara bırakıp eski liderlerinin yanında yer aldı. Ortaya çıkan tablo, “normalleşme” adı verilen sürecin iktidarı tahkim eden, muhalefeti ise zayıflatan bir işleyişe dönüştüğünü gösteriyor.




Eski dost düşman olmaz…
Kaynak: Ermeni Haber
Yazar: Ayşe Maraşlı