• Hakkımızda
  • Dünya
  • Toplum
  • Hukuki
  • Eğitim
  • Röportaj
  • Eski site
2 Aralık 2025
Ermeni haber ajansı
Kısa ve öz
No Result
View All Result
  • tr Türkçe
  • am Հայերեն
  • Soykırım
  • Askeri
  • Politika
  • Ekonomi
  • Bölge
  • Karabağ
  • Kültür
  • Spor
  • Yazılar
  • Soykırım
  • Askeri
  • Politika
  • Ekonomi
  • Bölge
  • Karabağ
  • Kültür
  • Spor
  • Yazılar
Ermeni haber ajansı
Kısa ve öz
tr Türkçe am Հայերեն

Kuzey Kıbrıs’ta ‘seçimler’: Türkiye’nin etkisi ve Doğu Akdeniz’de güç dengesi sınavı

14:00, 16 Ekim 2025
- Ana, Yazılar
Share on FacebookShare on Twitter

Sözde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nde (KKTC) 19 Ekim’de yapılacak “cumhurbaşkanlığı seçimleri”, hem iç siyaset hem de bölgesel dengeler açısından önem taşıyor. Ancak bu süreç çoktan yerel siyasetin sınırlarını aşmış durumda. Seçimler, Türkiye’nin etkisinin, Kıbrıs’ın geleceğinin ve Doğu Akdeniz’deki yeni güç dengelerinin bir sınavına dönüşmüş durumda.

Seçimlerde oy kullanma hakkına sahip 218 bin 313 “vatandaş” bulunuyor. Sekiz aday yarışacak ve bunlardan altısı bağımsız. Yarışın esas olarak, mevcut “Cumhurbaşkanı” Ersin Tatar (bağımsız aday) ile ana muhalefetteki “Cumhuriyetçi Türk Partisi” (CTP) lideri Tufan Erhürman arasında geçeceği tahmin ediliyor. Diğer adaylar ise Hüseyin Gürlek, Mehmet Hasgüler, Arif Salih Kırdağ, Ahmet Boran, İbrahim Yazıcı ve Sözde “KKTC Sosyalist Partisi” adayı Osman Zorban.

Sessiz medya, aktif müdahale

‘Seçimlerin’ sadece Kıbrıs’ın kuzeyinin siyasi yönelimini değil, aynı zamanda Türkiye ile ilişkilerin niteliğini de belirleyeceği düşünüldüğünde, Türk medyasının konuya ilgisizliği dikkat çekiyor. Basın organları, yalnızca kısa haberlerle ve mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la yapılan bir-iki röportajla yetiniyor.

Bu sessizlik rastlantı değil. Sözde “KKTC”, Türk kamuoyunda bağımsız bir siyasi yapıdan ziyade, Türkiye’nin dış politikasının uzantısı olarak görülüyor. Dolayısıyla medya ilgisizliği, aslında sürecin ne kadar “kontrollü” ilerlediğinin bir göstergesi. Bilgi akışı dahi siyasi bir enstrümana dönüşmüş durumda.

Tatar’ın mesajı: “Tek garantimiz Türkiye”

Ersin Tatar, Hürriyet gazetesine verdiği röportajda, Kıbrıs sorununa ilişkin çözüm modellerini değerlendirirken Rumlarla federasyonun, Türkiye’nin garantörlüğünün sona erip Türk askerinin de çekilmesi anlamına geleceğine dikkat çekerek, “Asla izin vermeyiz, tek garantimiz Türkiye” dedi.

Tatar’ın bu sözleri, Ankara’nın son yıllarda Kıbrıs konusunda benimsediği “iki devletli çözüm” politikasını birebir yansıtıyor.

Ankara’nın açık desteği

Türkiye’nin sözde “KKTC” seçimlerine açık müdahalesi aslında yeni değil. 2020 ‘seçimlerinde’, dönemin “Cumhurbaşkanı” Mustafa Akıncı’nın yeniden seçilmesini engellemek amacıyla Ankara bütün imkânlarını seferber etmişti. O dönemde devlet kurumları, medya organları ve bazı sivil yapılar Tatar lehine çalışmıştı.

Bu yıl tablo hemen hemen aynı, hatta daha belirgin. Tatar’ın kampanyasına iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), aşırı milliyetçi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Büyük Birlik Partisi (BBP) açık destek veriyor. Ankara’dan gelen danışmanlar propaganda ekiplerine yön verirken, bazı ünlü isimler—şarkıcılar, futbolcular, siyasetçiler—Tatar’a destek için adaya gidiyor.

Destek verenler arasında eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve futbolcu Mesut Özil gibi isimler bulunuyor. Dikkat çekici bir başka detay ise, muhalefet cephesinden dahi destek gelmesi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Tatar’a destek açıklamış durumda. Bu tablo, Türkiye’deki neredeyse tüm siyasi çevrelerin Tatar etrafında birleştiğini gösteriyor.

Siyasi analistlere göre bu durum, artık sadece bir sözde “KKTC seçimi” değil, AKP ve müttefiklerinin siyasi itibarı açısından bir prestij testi haline gelmiş durumda. Böylesine geniş destek sonrasında Tatar’ın olası bir yenilgisi, Ankara açısından sembolik bir kayıp olarak yorumlanacaktır.

Erdoğan’ın sözleri ve çelişkiler

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her ne kadar “Kim kazanırsa kazansın, bizim için fark etmez” dese de, sahadaki tablo bunun aksini gösteriyor. Ankara’nın mali, medya ve siyasi desteği, bu sözlerin gerçeği yansıtmadığını ortaya koyuyor.

Birçok Türk yorumcuya göre sözde “KKTC seçimleri”, artık sadece Kıbrıs’ın değil, Türkiye iç siyasetindeki eğilimlerin de bir göstergesi haline gelmiş durumda. “Seçim süreci”, hem hükümetin hem de kamuoyunun Kıbrıs politikasına yaklaşımını test ediyor.

Federasyon mu, iki devlet mi?

Seçimlerden sadece birkaç gün önce, 14 Ekim’de sözde “KKTC Meclisi”, “Kıbrıs sorununda iki devletli çözüm” ilkesini benimsediğini ilan etti. Bu karar, federasyon seçeneğini fiilen ortadan kaldırıyor.

Tufan Erhürman, hukukçu kimliğiyle bilinen ve federal çözümün en kararlı savunucularından biri olarak, Birleşmiş Milletler gözetiminde yürütülen müzakerelerin yeniden başlaması gerektiğini savunuyor. (Müzakereler 2017’de sona ermişti.) Erhürman’a göre “iki devletli çözüm” politikası, Kıbrıs Türk toplumunun izolasyonunu derinleştiriyor ve ada Türklerinin ‘haklarını koruma şansını’ azaltıyor.

Sözde “KKTC cumhurbaşkanlığı” makamı sembolik gibi görünse de, aslında adanın kuzeyindeki en yüksek siyasi otoriteyi ve aynı zamanda Kıbrıs müzakerelerinde Türk tarafının ‘resmi temsilciliğini’ ifade ediyor.

Belirsizlik ve tarihsel arka plan

2020 seçimlerinde Mustafa Akıncı, seçimi kazanacak gibi görünürken, son üç günde Türkiye’nin yoğun müdahalesiyle tablo değişmişti. Bu nedenle adada sıkça söylenir:

“Kıbrıs’ta seçim sonucu son üç günde belli olur.”

Kıbrıs, 1974’ten bu yana bölünmüş durumda. Türkiye’nin işgali ile adanın kuzeyi fiilen Ankara’nın kontrolüne geçti. Bugün sözde “KKTC”de yaklaşık 40 bin Türk askeri bulunuyor ve kuzey-güney hattında BM Barış Gücü devriye faaliyeti yürütüyor.

Kuzey Kıbrıs’taki bu ‘seçimler’, artık sadece yerel bir siyasi süreç değil. Türkiye’nin bölgesel etkisinin, Kıbrıs’ın geleceğinin ve Doğu Akdeniz’deki güç dengelerinin nabzını tutan bir sınava dönüşmüş durumda.

Kaynak: Ermeni Haber

Yazar: Ayşe Maraşlı

Tags: KKTCseçimTürkiye

Bölümdeki son haberler

Varagavank Ermeni Manastırı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

01.12.2025

Ermeni kilisesi yıllardır bir mele (Kürt din alimi) tarafından gönüllü olarak korunuyor.

Ermenistan ve Türkiye temsilcileri sınırda bir araya geldi

30.11.2025

Görüşmeler kapsamında Gümri-Kars demiryolunun yeniden inşası ve işletilmesine yönelik teknik müzakerelerin ikinci turu gerçekleştirildi.

Ermenistan ile Azerbaycan arasında Barış Anlaşması görüşmeleri sürüyor

26.11.2025

Sınır belirleme çalışmalarına değinen Bakan Yardımcısı, bu sürecin iki ülkenin sınır belirleme komisyonu başkanları düzeyinde yürütüldüğünü belirtti.

Next Post

BM Biyolojik Çeşitlilik Sekreteri'nden Ermenistan’a destek

177

Recep Tayyip Erdoğan 2026’da Ermenistan’ı ziyaret edecek mi?

Foto

Ana

Varagavank Ermeni Manastırı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

01.12.2025

En Çok Okunan

Kültür

Ermenistan temsilcisinin “Brave Heart” şarkısı, Junior Eurovision’un en çok izlenen performans oldu

26.11.2025
Ana

Azerbaycanlı jüri üyesi, Ermeni yarışmacıya 12 puan verdi, sonra sarıldı

24.11.2025
Hukuki

Türkiye Ermeni toplumundan Hripsime Sayrin’in ölüm günü değişen vasiyet, buharlaşan milyonlar

28.11.2025
Hukuki

Tuğçe Yılmaz, Ermeni gençlere dair haberi nedeniyle yargılanıyor: İlk duruşma bugün

02.12.2025

Kısa ve öz

  • Güncel Haberler
  • Hakkımızda
  • Kısa ve öz
  • test
  • test

2010-2025 © ermenihaber.am
Tüm hakları saklıdır

ERMENİ HABER AJANSI

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Güncel Haberler
  • Hakkımızda
  • Kısa ve öz
  • test
  • test

Copyright EH ermenihaber.am © 2015-2024
Tüm hakları saklıdır