Yerevan’da 4-5 Kasım tarihlerinde düzenlenen “Orbeli 2025” Uluslararası Forumu’na Türkiye’den katılan TESPAM (Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi) Başkanı Oğuzhan Akyener Ermeni Haber Ajansı’na konuştu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Petrol ve Doğal Gaz Mühendisliği mezunu olan Oğuzhan Akyener, uzun yıllar TPAO bünyesinde birçok uluslararası projede görev almış, Libya ve Azerbaycan ofislerinde yöneticilik yapmıştır. Akademik alanda enerji ekonomisi ve yönetimi üzerine doktora çalışmalarını sürdüren Akyener, aynı zamanda TESPAM Başkanı olarak enerji politikaları, jeopolitik gelişmeler ve küresel enerji dönüşümü konularında önde gelen uzmanlardan biridir. Çok sayıda kitap, makale ve televizyon programıyla tanınan Akyener, Türkiye’nin enerji stratejilerinin şekillenmesinde aktif rol oynamaktadır.
-Ermenistan’a ilk defa geliyorsunuz. Tabi ziyaret çok kısa da olsa ülkeden ilk izlenimlerinizi ve hisslerinizi bizimla paylaşır mısınız? Etkinlik hakkında ne diyebilirsiniz?
-Aslında Ermenistan’a gelmeden önce ülkeyi tanıdığını iddia eden birkaç arkadaşlarıma sormuştum. Fakat bazı olumsuz geri dönüşler almıştım. Kısa ziyaretimde Ermenistan’ı ziyaret etmeden önyargılı yaklaşımların hiç de gerçekçi olmadığına şahit oldum. Ermenistan’ın insanlarıyla, sokaklarıyla, müzikleriyle, yemekleriyle, kültürel unsurlarıyla Türkiye ile birçok benzerlik ihtiva ettiğini gördüm. Kendimi yabancı bir şehirdeymiş gibi hissetmedim. Ezan sesinin eksikliği dışında, sanki sokakta karşılaştığım birçok insan ile Türkçe konuşmaya başlayacakmışım gibi geldi. Diğer taraftan etkinliği düzenleyen ORBELİ Merkezindeki birçok arkadaşın gayet güzel bir lisan ile Türkçe konuşuyor olması ve samimi tavırları da benim kendimi daha rahat hissetmeme sebep oldu. Düzenlenen etkinliğe gelecek olursak, birçok ülkeden katılımcıların bir araya gelerek, yüksek katma değerli ve barışı hedefleyen etkili bir sivil diplomasi ortamının yakalanabilmiş olması da bir hayli güzeldi. Bence etkinlik amacına ulaştı.
-Ermenistan-Türkiye sınırlarının açılması bu aşamada gerçekçi buluyor musunuz?
-Ermenistan ile Türkiye arasındaki sınır er ya da geç açılacak. Tabii bu süreçte bazı teknik gereksinimler ve belki politik beklentiler de söz konusu olabilir. Fakat ilk defa Azerbaycan da dâhil olmak üzere üç ülkenin de lideri aynı noktada buluşabiliyor. Diğer taraftan masada ifade edilenlerin ötesinde, barış sürecini sosyo-psikolojik olarak etkileyen; zamanında bazı bölge dışı aktörlerce tertiplenen kirli oyunlarla birbirlerinden koparılan toplumların neredeyse 100 yılı aşan ayrılıklarını da unutmamak gerekli. 100 yılı aşan ayrılığa kısa bir zaman diliminde son vermek kolay değil. Fakat ilk defa bu bağlamdaki umutlar bu kadar yeşermiş durumda. Bu tabii ki kolay olmayacak. Fakat adım adım Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’da Başkan Aliyev ve Ermenistan’da Başbakan Paşinyan olduğu müddetçe, savaştan medet uman unsurların artık ekmeğine yağ sürülmeyecek. Akabinde de aşama aşama sınır kapılarının da açılması söz konusu olacak. İşte bu süreçte umarım ilişkiler yeniden normalleşecek ve binlerce yıldır bu coğrafyada birlikte yaşamış olan toplumlar yeniden bir araya gelebilecek.
-Özellikle enerji alanında çalışmalar yaptığınızı biliyoruz. Sizce sınırların açılması her iki ülke açısında bu alanda ne gibi fırsatlar ve imkanlar sağlar?
-Enerji alanında birçok fırsattan bahsedilebilir. Öncelikle barışın gelmesi lojistik kabiliyetleri ve bu bağlamdaki yatırımları iyileştirecek. Yatırımın gelmesi kalkınmaya ve refaha ön ayak olacak. Enerji alanında da; yenilenebilir kaynaklardan, petrol ve doğalgaza, nakil projelerinden entegre ticaret merkezlerinin oluşturulmasına kadar birçok imkandan söz edilebilecektir. Özellikle Türkistan coğrafyasındaki petrol, doğalgaz ve nadir toprak elementleri kaynaklarının oluşturulacak barış koridoru üzerinden sevkiyatı birçok dengeyi değiştirecek ve ilgili bütün paydaş ülkelerin karşılıklı kazanması anlamına gelecektir.
Kaynak: Ermeni Haber
Yazar: Gevorg Kalloshyan









