2024 boyunca Güney Kafkasya’daki durum, belirsizliklerle şekillendi ve bu belirsizlik artmaya devam ediyor. Siyasi analist Armen Petrosyan, Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerindeki normalleşme sürecinin duraksaması ve Gürcistan’daki gelişmeleri, bu belirsizliklerin temel nedenleri olarak değerlendirdi. Bölgede hem yerel hem de küresel düzeyde jeopolitik rekabetin etkili olduğunu vurguladı.
Petrosyan, Azerbaycan’ın Ermenistan ile ilişkileri yapay nedenlerle normalleştirmeyi reddetmesinin, bölgeye dış aktörlerin müdahale etmesine fırsat tanıdığını belirtti. Rusya’nın 9 Kasım 2020 formatını yeniden gündeme getirdiğini, Türkiye’nin ise normalleşme sürecine etkide bulunma çabalarını artırdığını ifade etti. Ayrıca, ABD’nin yeni yönetimiyle birlikte sürece yönelik beklentilerini sürdürdüğüne dikkat çekti.
Ermenistan Başbakanı’nın “Barış Kavşağı” girişimi bağlamında Petrosyan, bölgesel yolların açılmasının Güney Kafkasya’nın en riskli meselesi olduğunu belirtti. Ermenistan, bu süreci dört temel ilkeye dayanarak yönetmek isterken, Azerbaycan “koridor” mantığıyla ilerlemekte ısrar ediyor. Türkiye, bu koridoru Türk dünyasına açılan bir geçit olarak görürken, İran, güzergahın kendi topraklarından geçmesini talep ediyor. Rusya, Ermenistan’dan geçen yolların kontrolünü isterken, ABD ise ne Rusya’nın ne de İran’ın süreçte etkili olmasını istemiyor.
Petrosyan, bu yolların farklı isimlerle anıldığını, Azerbaycan’ın “Zengezur Koridoru,” İran’ın “Aras Koridoru” ve Ermenistan’ın “Barış Kavşağı” olarak tanımladığını belirtti. Yolların açılma sürecindeki bu karmaşa çözülmedikçe rekabetin ve farklı projelerin gündemde kalacağını vurguladı. Ermenistan’ın Barış Kavşağı projesine daha fazla uluslararası tanınırlık kazandırmasının, süreci kendi çıkarları doğrultusunda ilerletmek için kritik bir adım olduğunu ifade etti.